4 Ocak 2012 Çarşamba

YALOVA-ALTINOVA TERSANE GİRİŞİMCİLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.

YALOVA-ALTINOVA TERSANE GİRİŞİMCİLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.
Kuruluş ve Başarı Öykümüz
Yalova Altınova Tersane Girişimcileri San. Ve Tic. A.Ş. 2004 yılında kurulmuştur.

     Proje ile Yalova İli, Altınova İlçesi mülki idare sınırları içinde, Marmara Denizi kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sığ ve bataklık alana 4.5 km uzunluğunda ve 300 metre genişliğinde dolgu yapılmış, oluşturulan bu alana tersaneler kurulmuştur. Ayrıca proje bünyesinde arka planda sosyal tesisler ve yan sanayi alanları inşa edilmektedir.

     Projede taahhüt edilen yatırımın mali değeri 167 milyon dolar olmakla birlikte, bu seviyeye kadar yapılan yatırım bedeli 350 milyon dolar tutarındadır.





 YALOVA-ALTINOVA TERSANE GİRİŞİMCİLERİ SAN. VE TİC. A.Ş.

Dünya denizcilik sektöründe yeni gemi ihtiyacının artmasını ülkemiz menfaatine kullanmak, gemi inşa kapasitemizi arttırmak ve Yalova’nın çevre dostu sanayi yatırımı ve istihdam ihtiyacına cevap vermek amacıyla; Yalova Valiliğinin öncülüğünde ülkemizin 40 güzide yatırımcısı 2004 yılında bir araya gelerek Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketini kurmuşlardır.

Proje ile Yalova İli, Altınova İlçesi mülki idare sınırları içinde, Marmara Denizi kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sığ ve bataklık alana 4.5 km uzunluğunda ve 300 metre genişliğinde dolgu yapılmak suretiyle oluşturulacak alana tersaneler kurulması, bunun devamı niteliğinde arka planda sosyal tesisler ve yan sanayi alanları inşa edilmesi planlanmıştır.

Proje yeri olarak seçilen 4,500.00 metre uzunluğundaki kıyı, sığ ve bataklık olup atıl yer konumundadır. Deniz, kıyıdan yer yer 300 ila 500 metreye kadar doldurmaya müsaittir. Bu alanlar kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kaldığından, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdir.

Proje uygulamasının ilk adımında tersane alanının yaklaşık 1.300.000 m2’lik deniz dolgusu, ÇED raporunda belirtilen tüm hususlara riayet edilerek, çevre ile ilgili tüm tedbirler alınarak İTÜ Öğretim Görevlileri ve DLH uzmanlarının sürekli nezaretinde tamamlanmıştır.

Yalova ili coğrafi konumu itibariyle İstanbul, İzmit ve Bursa illerinin ortasında yer alması, karayolu denizyolu ve havayolu imkânlarıyla belirli merkezlere olan yakınlığı gibi birçok avantaja sahiptir.

Gebze-İzmir otoyolu projesinin bir parçası olarak Yalova ili Altınova İlçesi Hersek burnu ile Gebze Dilovası’nı birbirine bağlayacak olan köprü projesiyle İzmit körfezi’nin güneyi ve kuzeyi arasındaki ulaşım büyük oranda rahatlayacaktır.

  Proje yeri olarak seçilen alanın denizyolu ve önümüzdeki yıllarda tamamlanacak olan körfez köprüsü projesiyle birlikte karayolundan Tuzla bölgesine ulaşımı, bu bölgeyle organize işlerde işbirliği yapma avantajı, Yalova, Taşköprü ve Karamürsel küçük sanayi sitelerini iş potansiyeli olarak beslemesi açısından konum avantajı ile idealdir.


Fizibilite çalışmaları kapsamında 9 Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü tarafından “batımetri, mühendislik sismiği ve fiziksel oşinografi raporu”, ZETEM Ltd. Şti. ve ODTÜ tarafından “Jeoteknik ve Jeolojik rapor”, PRD Mühendislik tarafından “Çevresel Etki Değerlendirme Raporu”, ASKA Mühendislik tarafından “uygulama projeleri”, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Deprem Araştırmaları Enstitüsü tarafından “Deprem Risk Analiz Raporu”, TMMOB Gemi Mühendisleri Odası ve Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşa Bölümü tarafından “Proje Değerlendirme” raporu, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi tarafından alanın “Rüzgâr ve Dalga İklimi Analiz Raporu”,  İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Mineraloji –Petrografi Anabilim Dalı tarafından “dolguda kullanılacak taşların analiz raporları”, düzenlenmiştir.

Bölge için hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından Yalova Valiliği, Bayındırlık Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, B.O.T.A.Ş, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı’nın olumlu görüşleri toplanarak 28.04.2005 tarihinde onaylanmıştır. Dolgu alanının Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünden kullanım izni alınarak 2006 yılı başında proje sahasında çalışmalara başlanmıştır.

Proje uygulamasının ilk adımında tersane alanının deniz dolgusu, ÇED raporunda belirtilen tüm hususlara riayet edilerek, çevre ile ilgili tüm tedbirler alınarak İTÜ Öğretim Görevlileri ve DLH uzmanlarının sürekli nezaretinde yapılmış, şu an itibariyle bölgenin kapalı devre ring sistemli elektrik dağıtım şebekesi, su, kanalizasyon ve haberleşme tesisatı, bölge üzerinde ulaşımı sağlayacak Yalakdere köprüsü gibi bütün altyapı gereksinimleri tamamlanmıştır.


2009 yılı itibariyle büyük çoğunluğu üst yapı inşaatlarını bitirmiş olan tersanelerimizin yarıya yakını yeni gemi inşa, tamir ve bakım-onarım faaliyetlerini yürütmektedirler.

Bölge için düzenlenen bilirkişi raporunda Tersaneler Bölgesi projesi

•         Şehircilik ilkeleri

•         Sürdürülebilir kalkınma, istihdam

•         Kıyı bandı açısından yeri ve konumu

•         Yerleşim yerlerinin mekânsal yapısı

•         Yol Bağlantıları

•         Denize ve Ekolojik dengeye etkileri

•         Deprem riski

•         Bölge tarımına etkileri,

başlıkları altında değerlendirilmiş ve uygunluğu, olumsuz etkisinin olmayacağı teyit edilmiştir.

 
u ana kadar şirketimiz bünyesinde faaliyet gösteren tersanelerde 7 adet yük ve yolcu gemisi inşa edilerek suya indirilmiş, çok sayıda geminin onarım ve tadilatı yapılmıştır. 43 adet (yaklaşık 180.000 DWT) çeşitli tip ve büyüklükte geminin inşası da devam etmektedir.


38 gemi inşa ve bakım-onarım tersanesinin bir arada yer alacağı Yalova-Altınova tersaneler bölgesi bir ulusal projedir. Bu proje, özel sektörün hiçbir devlet kaynağı kullanmadan tamamen kendi finansman imkânlarıyla gerçekleştirmekte olduğu önemli bir stratejik yatırımdır. Yan sanayisiyle birlikte yarattığı yüksek katma değer ve iş gücü sadece Yalova’yı değil ülke ekonomisini kalkındırabilecek potansiyele sahiptir. Yalova’da mevcut küçük sanayi siteleri halen % 30 verimle çalışabilmektedir. Projenin faaliyete geçmesiyle birlikte Kirazlı, Taşköprü ve Kaytazdere küçük sanayi sitelerinin iş ihtiyacını karşılayacak, Yalova’da yeni iş kollarının gelişmesini sağlayacaktır.

Yalova ili, yüksek eğitim düzeyi ile gemi inşa ve bakım onarım sanayinin ihtiyaç duyduğu ileri teknoloji transferini yapabilecek insan kapasitesine sahiptir. Proje Yalova ekonomisine yapacağı finansal katkı ile il ekonomisinin ve sosyal yaşamın lokomotifi olacaktır.

Tersanelerin ön üretim ve tedarik ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulacak olan imalathaneler, banka ofisleri, alışveriş merkezleri, idari bürolar ve dükkânlardan müteşekkil yan sanayi sitesinin proje çalışmaları tamamlanmış olup yakın zamanda inşaatına başlanması planlanmaktadır.

Projede yapımı taahhüt edilen 25 tam teşekküllü Devlet hastanesi, 16 ve 24 derslikli iki adet gemi inşa ve gemi makineleri meslek lisesi ve bunlara bağlı atölyeler, 200 öğrencinin barınma ihtiyacını karşılayabilecek öğrenci yurdu inşaatlarının Ekim 2008 de temeli atılmıştır.

Tersaneler bölgesinin doğusunda yükleme boşaltma iskelesi,  sanayi tipi sıvı atık arıtma tesisi, itfaiye, gemi atık alanı ve grid deposu olarak kullanılmak üzere yaklaşık 167 dönümlük alan ayrılmıştır.

 
mek yoğun bir yapıya sahip olan bu sektörde Türkiye genelinde 2002 yılında 13.000 kişi olan istihdam kapasitesi 2007 yılında 34.000 kişiye kadar yükselmiş, ancak kriz sonrası 24.000 e kadar gerilemiştir 2013 yılında bu sayının 111.000 e çıkacağı tahmin edilmektedir.

  Yalova Altınova Tersanelerinin tam olarak hizmete girmesiyle şu an 5.000 kişi olan istihdam durumumuz 15.000–20.000 kişiye ulaşacaktır. Tersanelerde çalışan personelin yaklaşık 3 katı kadar da yan sanayi alanlarında istihdam sağlanabilmektedir. Bu sayede Yalova ili ve çevresindeki istihdam sorunu tamamen çözülecektir.

2007 yılında 100.440 olarak belirlenen yan sanayideki istihdamın, küresel krizin de etkisiyle tersanelerimizde yaşanan olumsuzluklar neticesinde 80.000 kişinin altına inmiştir. 2013 yılında bu sayının 350.000 kişiye çıkacağı tahmin edilmektedir.

Ülkemiz, projemizle ve Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde inşa edilen diğer tersanelerle birlikte yeni gemi inşa siparişlerinde adet bazındaki sıralamada Dünya 5’inciliğine yükselmiştir. Süper yat inşasında ise 2007 yılında 9’ucu sırada iken, 2008 yılında dünya genelinde 7’nci sıraya yükselmiştir.

Bugün itibariyle faal olan 106 tersanenin 20 adedi, yatırımları devam eden 70 tersanenin 27 adedi Yalova il sınırları içerisindedir. Projeler tamamlandığında toplamda 47 adet tersane ilimiz sınırları içerisinde faaliyet gösterecektir. Bu tersanelerin 38 adeti Yalova-Altınova Tersane Girişimcileri San. Ve Tic. A.Ş. bünyesinde faaliyet göstermektedir.

İnşa edilen gemilerin çoğunluğunu %73 le tankerler oluşturmaktadır. Bu rakamı % 10’la Konteyner ve %8’le yük gemileri takip etmektedir.

2002 yılında Türk tersaneciliğinin kurulu kapasitesi 550 bin DWT ve yıllık ihracatı 490 milyon ABD $ iken Nisan 2009 itibariyle 3,8 milyon DWT’a çıkarak 7 kat büyümüş ve 2.5 Milyar dolarlık ihracat rakamı aşılmıştır.
DENİZ ULAŞTIRMA İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ


1991 yılında İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesinde üç anabilim dalı ile kurulmuştur.  Kurucu ve ilk öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Celal Barla’dır.  Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Anabilim Dalı ile öğrenci yetiştiren bölümümüz, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’nün getirdiği şartlar sağlanıncaya kadar Gemi Yönetimi Mühendisliği ve Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği anabilim dallarına öğrenci alımına ara vermiştir. Daha sonra 2007 yılında bu iki anabilim dalı kapatılmış ve opsiyon şekline dönüştürülmüştür.  Şu anda Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği İşletme opsiyonuyla eğitim öğretim faaliyetlerine devam etmekte olup  Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisi unvanlı Deniz İşletmecileri mezun vermektedir.


EĞİTİM
Denizcilik sektörü değişen ve gelişen  Ulaştırma Sistemleri ve Teknikleri, Ekonomi, Pazarlama, Hukuk,  Lojistik vb. konularla iç içe olan bir sektördür.  Özellikle denizcilik sektörünün uluslararası boyutunun olması, denizcilik dilinin İngilizce olması, gelişen dünyada ülke ekonomilerindeki rekabet ortamı, kalite belgeli kurumsal firmaların sayısının artması, pazarlama tekniklerinin değişmesi, iletişim sistemlerinin gelişmesi gibi konulara ve yukarıda sayılan diğer konulara standart düzeyde hakim olan Mühendis Deniz İşletmecilerine olan ihtiyacı da beraberinde getirmektedir.  Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nün en önemli amacı Denizcilik ve Lojistik sektörüne üstün yöneticilik ve girişimcilik meziyetlerine sahip mezunlar verebilmektir. Atatürk ilke ve reformlarının takipçisi, aydın, yenilikçi ve açık fikirli genç yöneticiler yetiştirmek, uluslararası standartlarda nitelikli yöneticilik eğitimi vermektir.


Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde verilen eğitim, temel mühendislik eğitiminin üzerine genel işletme kavramlarıyla birlikte fazladan denizcilik mesleğinin kavramlarını koyarak sektörün istediği özelliklerle tam olarak örtüşmesini sağlayacak bir kapsamdadır. Öğrencilerin mezun olduktan sonra iş hayatında karşılaşacakları mesleki olaylarda öngörme, müdahale, karar verme yeteneğine sahip olmalarını sağlamaktır. Bu durumlar dikkate alınarak hazırlanmış eğitim programına göre, ilk sınıfta mühendislik eğitiminin temelini teşkil eden  Matematik, Fizik, Kimya, Bilgisayar Programlama, Teknik Resim, Mekanik I vb., ikinci sınıfta; Ekonomi, Muhasebe, İstatistik,   vb., üçüncü sınıfta; Maliyet Muhasebesi, İşletme Matematiği, Gemi Kiralama ve Brokerlik I ve II, Denizcilik Hukuku, Lojistik,   Pazarlama, Limanlar ve Terminaller vb., dördüncü sınıfta; İnsan Kaynakları Yönetimi, Denizcilik Sigorta İşletmeciliği, Yatırım ve Finansman, Ulaştırma Sistemleri ve Teknikleri, Yöneylem Araştırması, Deniz Ticaret Hukuku, İş Hukuku, İş Etüdü, vb. gibi dersler verilmektedir. Ayrıca, uluslararası bir meslek olması ve denizcilik dilinin İngilizce olması sebebiyle İşletme İngilizcesi ve Denizcilik İngilizcesi dersleri de verilmektedir.


STAJLAR
İstanbul Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri teoride öğrendikleri bilgileri pratiğe dökmek amacıyla 4. yarıyılın sonunda “Deniz Ulaştırma İşletme”, 6. yarıyılın sonunda da “Liman/Terminal İşletme” stajlarını zorunlu olarak gerçekleştirirler. 4. yarıyıl sonundaki deniz ulaştırma İşletme stajı 25 iş günü olmak kaydıyla, deniz ticareti ile ilgilenen kurum ve kuruluşlarda (Armatör firmalar, Acenteler, Forwarder firmaları, Broker ve Kiralama firmaları, Tersaneler, Marina işletmeleri, Lojistik, vb.) yapılabilir. Diğer zorunlu staj olan Liman/Terminal işletme stajı 6. yarıyılın sonunda 20 iş günü olmak kaydıyla Limanlar, Marinalar ve Deniz yapıları işletmelerinde yapılabilir.


İŞ OLANAKLARI
Ülkemizde özelikle son yıllarda denizcilik sektörünün her alanında yaşanan hızlı büyümeye paralel olarak kalifiye insan gücüne olan ihtiyacı artmaktadır. Denizcilik sektörü, sektörün temel iş alanlarını oluşturan Armatör firmalar, Acenteler, Forwarder firmaları, Broker ve Kiralama firmaları, Liman işletmeleri, Tersaneler, Marina işletmeleri ve bunun yanı sıra bu sektöre bağlı çalışan finans, sigorta, yan sanayi ve tedarikçiler ile birlikte düşünüldüğünde oldukça büyük bir istihdam alanı oluşturmaktadır. Tüm bu alanların ihtiyacı Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği tarafından karşılanabilmektedir. Ayrıca deniz taşımacılığı, ulaştırma problemleri içerisinde lojistik kavramının bir parçasını oluşturduğundan genel taşımacılık dahilinde lojistik eğitimi alanların da çoğunlukla istihdam edildiği bir sektördür. Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri, Lojistik sektörüne de rahatlıkla cevap verebilecek şekilde mezun olmaktadırlar.
Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği’nden mezun olan öğrenciler analitik ve deterministik düşünce yapısıyla donatılmış, sektörü iyi analiz edebilen ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek özellikleri sahip olarak, sektör içerisinde hemen iş bulabilmekte ve kısa sürede orta ve üst düzey yönetici konumuna gelmektedirler.




SOSYAL VE TEKNİK FAALİYETLER


BÜYÜK TEKNİK GEZİ
Yılda bir kez ulusal boyutta olmak üzere Bölüm Başkanlığı tarafından organize edilen ülkemizin denizcilikle ilgili yerlerinin (liman işletmeleri, marinalar, sektörel kuruluşlar…) gezildiği uzun süreli dördüncü sınıf öğrencilerine yönelik geleneksel “Büyük Teknik Gezi” yapılmaktadır. İlki 2009 yılında gerçekleştirilmiştir.


DENİZCİLİK KULÜBÜ
İstanbul Üniversitesi Denizcilik Kulübü, denizcilik sektörünün çevresel, ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunmak ve aynı zamanda denizcilik sektörü ve Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği (DUİM) öğrencileri arasında bir köprü oluşturmak amacıyla 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme  Mühendisliği öğrencileri tarafından kurulmuştur.  İstanbul Üniversitesi Denizcilik Kulübü, 1996 yılında ALESTA adlı dergiyi çıkarmaya başlamış, 1999 yılında Ulusal Denizkızı Kongresi’ni başlatarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip tüm denizcilik öğrencilerinin bir araya gelmesini sağlamış, ayrıca yıl içinde gerek denizcilik sektöründen önemli isimlerin, gerekse DUİM mezunlarının katıldığı seminer, söyleşi ve paneller düzenleyerek üyelerinin sektörel konularda bilgi sahibi olmasına yardımcı olmuştur.
Diğer kulüplerden farklı olarak İ.Ü. Denizcilik Kulübü, denizcilik sektörünün ilgiyle yaklaştığı birçok faaliyette bizzat bulunarak veya kendi bünyesinde sempozyumlar ve seminerler düzenleyerek öğrenciler ile sektördeki kurum ve kuruluşlar arasında benzerine rastlanmayan bir bağın kurulmasını sağlamaktadır.




MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER    

Mesleğin eğitimi; İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi “Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği” Bölümünde verilmektedir.

MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI

Bu okula girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) yeterli “Sayısal (SAY)” puanı almak gerekmektedir.

EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ

Mesleğin eğitim süresi 4 yıldır. Deniz ulaştırma işletme mühendisliği programı, denizcilik işletmelerinin teknik kadroları ile sosyal bilimler eğitimi görmüş işletmeci kadroları arasındaki ilişkiyi kurabilecek donanımdaki yönetim elemanları yetiştirme amacına yöneliktir. Uluslararası STCW sözleşmesi gereği her ülke aynı konuları okutur.
Öğrencilere eğitimleri süresince;
Matematik, Fizik, Kimya, Teknik Resim, Statik, Ekonomi, İşletme, Deniz Hukuku, İstatistik, Bilgisayar Programlama, Malzeme Bilgisi, Denizde Güvenlik, Navigasyon, Gemi İnşa ve Stabilite, Gemi Manevrası, Deniz Meteorolojisi ve Oşinografi, Vardiya Esasları, Yöneylem Araştırması vb. dersler verilir.

MESLEKTE İLERLEME
   
- Lisans eğitiminden sonra yüksek lisans, doktora yapabilir, araştırma görevlisi olabilir ve akademik kariyer yapabilirler .
- Karada çalışanlar, çalıştıkları işyerlerinde yöneticilik, müdürlük, işletme ya da şirket müdürlüğüne kadar yükselebilirler.
BENZER MESLEKLER: Makine Mühendisi, İşletme Mühendisi, Gemi İnşaatı Mühendisi, Gemi ve Deniz Yapıları Mühendisi, Denizcilik İşletmecisi, Güverte Zabiti, Makine Zabiti.

BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU

Öğrencilikte Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün tüm yüksek öğrenim öğrencilerine verdiği kredi haricinde herhangi kazanç söz konusu değildir. Başarılı öğrenciler çeşitli kurumların burslarından yararlanabilirler.
Mesleki eğitimin tamamlanmasından sonra denizcilik sektöründe işe giren elemanlardan denizde çalışanlar en az 1200, karada çalışanlar ise en az 600 (dolar) kazanç elde ederler.

DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER

- İlgili Eğitim Kurumları,
- Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü  Ankara Meslek Danışma  Merkezi,
- Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş  Kurumu İl ve Şube    Müdürlükleri.




ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI

Resmi ve özel deniz ticaret firmalarında, liman ve liman işletme kuruluşlarında, uluslararası sularda çalışan acenta ve şirketlerde, denizcilikle ilgili sigorta ve finans kuruluşlarında, kaptan veya gemi makine mühendisi olarak gemilerde çalışabilirler.
Günümüz dünya ticaretinin % 85′inin denizyoluyla gerçekleştirilmesi, üç yanı denizlerle çevrili ve denizciliğin gelişmesine uygun şartlara sahip olan ülkemizin ekonomik kalkınmasında denizcilik sektörünün önemini ortaya çıkarmaktadır.
Deniz sektörü, deniz yoluyla yapılan bir taşıma faaliyetinin ötesinde, limancılık, işletmecilik, gemi yapımı, uluslararası anlaşmalar ve pazarlamalar, deniz sigortacılığı ve hukuku, makinecilik vb. bir çok faaliyetleri içermektedir. Uluslararası düzeyde çok yönlü rekabet ve çalışma şartları altında bulunan denizcilik sektöründe gerek kara ve gerekse denizde çalışabilecek üst düzey elemanlara ihtiyaç vardır. Özellikle son yıllarda denizciliğe yapılan teşviklerle, uluslararası  katkılarla, uluslararası düzeyde gelişmelere açılan denizcilik sektörümüz, mezunlara geniş çalışma alanı vermektedir.
ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI

Deniz ulaştırma işletme mühendisi, resmi ve özel deniz taşımacılık şirketlerinde, gemilerde ve limanlarda çalışır. Denizde açık havada çalışabileceği gibi büro ortamında da çalışır. Çalışma ortamı; büro olduğu zaman temiz, gemilerde çalıştığı zaman sıcak, soğuk,  nemli, tozlu, gürültülü, sarsıntılı, ıslak, ani ısı değişimi olabilmektedir. Çalışırken birinci derece verilerle (sayılarla) ilgili olmakla birlikte, gemi makineleriyle de ilgilidir. Ancak işi gereği insanlarla da iletişim halindedir. Emrinde çalışan personelle, deniz sigorta şirketi elemanlarıyla, yerli ve yabancı işletmelerin elemanlarıyla iletişim halindedir. Düşme, boğulma, mali kayıp gibi işin tehlikeleri olabilir. İşin gereği denizaşırı ülkelere seyahat söz konusu olabilir.



KULLANILAN ALET VE MALZEMELER

Harita, Meteoroloji aletleri, Gemi makineleri, Radar, cayro pusula, manyetik pusula, GPS vb.  gibi seyir aletleri, Bilgisayar ve diğer büro malzemeleri.


MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER


Deniz ulaştırma işletme mühendisi olmak isteyenlerin;
- Üst düzeyde genel akademik yeteneğe,
- Düşüncelerini yazılı ve sözlü olarak ifade edebilme gücüne,
- Sayısal düşünebilme yeteneğine,
- Mekanik yeteneğe sahip,
- Göz ve ellerini eşgüdüm halinde kullanabilen,
- Bir işi planlayan ve uygulamaya koyabilen,
- Fen bilimlerine, özellikle matematiğe ve mekaniğe ilgili, bu alanlarda başarılı,
- Şekiller arasındaki ilişkileri görebilen ve çizebilen,
- Dikkatli ve sorumluluk sahibi,
- Uzak görüşlü, risk alabilen ve ticaretten hoşlanan
kimseler olmaları gerekir.




3 Ocak 2012 Salı

LİMAN İŞLETMECİLİGİNDE MEVCUT DURUM


LİMAN İŞLETMECİLİGİNDE MEVCUT DURUM


1-Dünya limanlarında trafik açısından mevcut durum:


Türk lim ‘in  2008 yılında hazırlatmış olduğu araştırmaya göre,Dünya deniz ticaretinin her geçen yıl artmasına paralel olarak limanlarda elleçlenen yüklerde önemli oranlarda artış olduğu gözlemlenmiştir. 2005 yılında dünya limanlarında yüklenen yük miktarı  ,bir önceki yıla göre %3.8 artış  göstererek 7.11 milyar ton olarak gerçekleşmiştir.


Yüklenen yüklerin bölgesel olarak dağılımı,
  1. Asya limanları  %38.8
  2. Amerika          %22.1
  3. Avrupa           %21.8
  4. Avusturalya    %8.8
  5. Afrika            %8.5
Şeklinde belirtilmiştir.


Yine 2005 yılında Yüklenen yük cinslerine göre dağılımına bakıldığında;
  1. Kuru yük       %65.9
  2. Sıvı dökme    %34.1
Olduğu görülmektedir.


4.69 milyar ton olarak elleçlenen kuru dökme yüklerin  %36.2 sini beş temel kuru yükü (demir cevheri,kömür,hububat,alüminyum boksit ve fosfat), % 43.5 ni konteyner içinde taşınan kuru yükü,%20.3 nü de diğer dökme yükler teşkil etmektedir,


Sıvı yüklerin % 76.7 sini ham petrol geriye kalan %23.3 nüde diğer dökme sıvı yükler teşkil etmektedir.


Farklı kıtalar da yer alan ,deniz ticaretinin en yoğun olduğu bölgelerde konuşlanan, yük elleçleme hacimlerine göre her yıl artış gösteren  dünyanın en önemli limanları;
  1. Şangay                    Çin                          537.0 milyon ton /yıl
  2. Singapur                  Singapur                  448.2    “
  3. Roterdam                 Hollanda                  378.2    “
  4. Nigbo                      Çin                           309.0
  5. Guangzhaou             Çin                           302.0
  6. Tianjin                     Çin                            258.0
  7. Hong kong                Çin                           238.0
  8. Qingdao                   Çin                           224.0
  9. Nagoya                    Japonya                     208.0
  10. Dalian                       Çin                           200.0
  11. Antverpen                 Belçika                     167.4
  12. Hamburg                   Almanya                   134.8


Olarak sayabiliriz.
Dünyada konteyner trafiği 2005 yılı trafiğine göre %10 artış kayıt ederek 417 milyon TEU olarak gerçekleşmiştir.


1995 -2006 yılları arasında yıllık ortalama artış miktarı  % 11 dir.
Dünya konteyner trafiğinin %49.2 si 20 konteyner terminalinde elleçlenmektedir.bu limanların 7 si çin de  3 adedi  ABD de diğerleri ise Singapur,Güney kore,Tayvan Hollanda,BAE,Almanya,Belçika Malezya ve Taylan dır.Bu limanlarda toplam 186 milyon TEU/yıl konteyner elleçlenmektedir.


Ülkemizde özel ve kamu kuruluşlarınca işletilen ve 500 GT üzeri uluslar arası ticarete açık olan 165 liman ve iskele bulunmaktadır.
Bu limanların teorik kapasitesi  350 milyon ton/Yıl dır.bunların 91 milyon tonu genel yük,128 milyon ton/yıl ı dökme yük,122 milyon ton /yıl ı sıvı dökme yük ve 4.6 Milyon TEU/yıl konteyner olarak hesaplanmıştır.teorik kapasiteye karşılık 2007 yılı sonu itibarı ile limanlarımızda 286.3 milyon ton yük eleçlenmiştir.bu yüklere konteyner ve sıvı yükler dahildir. Sadece konteyner trafiği 2007 yılı için 4.558 227 TEU ,2008 eylül sonu itibarı ile ise 3.821.808 TEU dur.
Netice olarak Türkiye limanları  %81 elleçleme kapasitesine ulaşmıştır.


2-küresel liman işletmeciliği açısından limanların durumu


1990 lı yılların başlarından itibaren birkaç liman işletmecisi ve dünyanın sayılı taşıyıcı fırmaları,terminallerin kontrolünü ellerinde tutmak için birleşme yoluna gittiler.Bu küreselleşme eğilimi liman yönetiminde stratajik açıdan önemli sonuçlar doğurdu.bugün için birçok denizcilik acentası veya taşıyıcısı bağımsız konteyner terminallerini opera etmektedir.
Günümüzde küresel taşıyıcılar rekabetçi konumlarını korumak için ya kendi terminallerine sahip oluyorlar veya uzun vadeli terminal kontratları yaparak bir nevi liman trafiğini ellerinde tutmaya devam etmektedirler.
Dünyada en büyük küresel ilk 10 terminal işleticisi olarak,


1-Hutchison port holdıng  (HTP)          Çin- Hong Kong   kuruluşu  44 terminal   52 m TEU
2-APM terminal                                     Danimarka                           47 terminal   43 m TEU
3-PSA  internasyonel                             Singapur                               24 terminal   40.m TEU
4-CMH                                                  Çin-Hong Kong                    12 terminal    25.m TEU
5-P&O                                                    İngiltere                                30 terminal    24 m.TEU
6-COSCO Pasific                                   Hong Kong                           20 terminal    15 m TEU
7-Dubai Ports World                              BAE                                      14 terminal    13m.TEU
8-Eurogate/Eurokai Grup                       Almanya                                12 terminal   12.m TEU
9-Evergrain Marin corp.                         Tayvan                                   13 terminal   9.0m TEU
10-msc                                                    İsviçre                                     13 terminal   7.8m TEU


Bunlardan birinci sırada yerleşik Hutchınson İzmir limanını ,Üçüncü sırada yer alan PSA Mersin limanları ortağı ,MSC ise ambarlı marport ortağı olarak faliyetlerini sürdürmektedirler.


3-Liman Yönetimindeki Değişimler


1990 yılların başından itibaren bugüne kadar ülkemizi de kapsayacak şekilde önemli değişiklikler yaşandı.1991 yılında Dünyanın en büyük 98 limanının %42 sektörü tarafından yönetilirken 2004 yılında bu oran % 32 ye inmiştir.Liman sahipliği açısından  1991 yılında Kamu %60 sahipken 2004 yılında bu oran %26 ya düşmüştür.
Özel sektör  yatırımları  Afrika dışında Konteyner terminal yatırımlarında görülmektedir.


1990-2005 yılları arasında dünyada 240 adet özel sektör katılımı ile liman yapımı gerçekleştirilmiştir.bunların %47 oranı Doğu Asya ve pasifiktedir.


Ülkemizde en önemli konteyner limanı olarak ambarlı limanından bahsedebiliriz.
           

Türk Deniz Taşımacılığı

Türkiye’de Denizyolu Ulaşımı

Cumhuriyetten önceki dönemde, limanlar arasında ulaşımı gerçekleştiren gemilerin pekçoğu ve deniz ticareti, yabancıların elindeydi Lozan Antlaşması ile limanlarımız arasındaki taşıma hakkı, sadece Türk gemilerine verildiBuna kabotaj hakkı denir Bu hak, 1 Temmuz 1926 yılında yürürlüğe girdi
Deniz yollarıyla ulaşım, Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı’nın kurulması ile gelişme gösterdi Mevcut limanlar geliştirildi ve bunlara yenileri eklendi Bu sayede Türkiye, modern bir filoya sahip oldu Bugün, bazı Türk firmaları, uluslararası deniz taşımacılığında da söz sahibi olmaya başladı
Yük ve yolcu trafiği bakımından Türkiye’deki en işlek limanlar; İstanbul, İzmit, İzmir, Mersin, İskenderun ve Samsun’dur
Denizyolu Ulaşımının Tarihçesi ve Gelişimi

Sınırların ortadan kalktığı, uluslar arası rekabetin yoğun olarak hissedildiği denizyolu taşımacılığının temel elemanları deniz araçları ve limanlardır Yüklerin elleçlenerek taşımaların başlayıp sona erdiği limanlarda, taşımaları yapan gemilerin yurtiçi, yurtdışı ve transit taşımacılıkla ülke ekonomisine katkısı büyüktür Gerek sanayi ham maddesini oluşturan yükleri bir seferde büyük miktarlarda taşıma özelliği, gerekse taşıma maliyetinin demiryoluna göre 35, karayoluna göre 7 ve havayoluna göre 22 kat daha ucuz olması denizyolu taşımacılığının önemli avantajları arasındadır Yük ve yolcu taşımacılığının hızlı, güvenli, konforlu ve ekonomik olması yanında, çevreyi en az kirletmesi, yolcu-km ve ton-km başına tükettiği enerjinin en az olması, bakım onarım kolaylığı ve yatırım maliyeti ulaştırma türlerinin tercihinde özenle dikkate alınması gereken hususlardır


1950 yılına kadar, doğru bir tercih olarak demiryolu ve denizyoluna ağırlık veren politikalar benimsenmiştir Bu uygulama sonucunda 1950 yılında yük taşımalarında miktar (ton) olarak demiryolu %551, denizyolu %278 pay alırken, karayolunun payı %171 idi Aynı dönemde yolcu taşımacılığında taşıma türleri arası dağılım %499 karayolu, %422 demiryolu, %75 denizyolu ve %06 havayolu şeklindeydi 1950 yılından sonra en pahalı taşıma türü olan karayolu taşımacılığını destekleyen politikalar, her hükümet döneminde devam ederek Türkiye’de ulaşım karayoluna bağımlı hale getirilmiştir


Böylece günümüzde yurtiçi taşımacılık; yükte %92, yolcuda %95 karayolu payı ile dengesiz, pahalı ve sağlıksız bir yapıya dönüşmüştür Bu olumsuz gelişme sık sık gündeme getirilmesine ve düzeltilmesi konusunda olumlu izlenimler verilmesine karşın, durum değişmemektedir Nitekim son on yıllık dönemde ulaştırma yatırımları içinde denizyolu payının ortalama %24 oranında olması bu durumu çok açık bir şekilde göstermektedir Diğer taraftan tonaj bazında dış ticaret taşımalarımızın %874’ü en ucuz ve ekonomik taşıma sistemi olan denizyolu ile yapılmasına karşın, kabotaj taşımaları %36 gibi çok düşük değerdedir


Aslında verilen istatistik değerleri kullanarak türler için belirlenen taşıma oranlarının gerçeği yansıtan güvenilir değerler olduğunu söyleyemeyiz Özellikle yurtiçi karayolu taşımacılığında sağlıklı bir veri kaynağı yoktur Yolcu ve yük taşıması için verilen sayılar genelde tahminlere dayalı olup güvenilirliği belirgin olmayan değerlerdir Bu nedenle yurtiçi taşımaların sağlıklı bir veri tabanında toplanmasından sonra yurtdışı taşımalarla birlikte değerlendirilerek, taşıma türleri arasındaki oranlar daha gerçekçi olarak belirlenebilir
Teknolojik gelişmeler ve değişen ekonomik koşullar denizyolu taşımacılığını yapısal değişikliklere zorlamıştır Bu nedenle armatörler ve gemi inşaatçıları yük elleçleme, limanda kalış ve boş seyir süreleri daha az olan gemi tasarımlarına yönelmişlerdir Böylece denizlerde güvenli ve ekonomik taşımacılık yapmaya uygun Ro-Ro, Konteyner gibi gemilerle, iç sularda ITBS denen itmeli ve çekmeli Römorkör-Mavna sistemi hızla yaygınlaşmaya başlamıştır
Denizcilik sektörü; yük ve yolcu taşımacılığı, gemi inşa sanayi, liman hizmetleri, deniz turizmi, deniz sporları ile canlı ve cansız doğal kaynakların üretimiyle bir endüstri alanı olduğu kadar aynı zamanda bir ticaret ve hizmet koludur Petrol, doğalgaz ve madenlerin önemli bir yüzdesinin denizlerin altında bulunması yanında, dünyamızın dörtte üçünün sularla kaplı oluşu denizyolu ulaşımının önemini artıran unsurlardır Çok eski bir geçmişi olan denizcilik sektörümüzün Cumhuriyet döneminde Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi adıyla başlayıp günümüze kadar değişik isimlerle faaliyetlerini sürdüren kamu kurumlarının kuruluş tarihleri Tablo 1’de verilmiştir Denizlerde düzenli yolcu taşımacılığının ciddi bir şekilde başlaması 1843 yılında padişah Abdülmecit’in buyruğu ile kurulan Fevaid-i Osmaniye ve ilk halka açık anonim şirket şeklinde 1841 yılında kurulup verilen bir imtiyaz ile Boğaziçi’nde ulaşımı sağlayan Şirket-i Hayriye ile gerçekleşmiştir Cumhuriyet döneminde değişik isimler altında faaliyetlerini sürdüren gemi yapan, işleten ve liman hizmetlerini veren kuruluşlar devlet tarafından kurulmuşlardır Büyük yatırım ve uzmanlık isteyen bu kuruluşların başlangıçta devletçe kurulması doğru bir seçimdi
Nitekim bunlar uzun yıllar büyük hizmetler vermiş, sanayiimizin gelişmesi ve uzman eleman yetişmesinde uygulamalı bir okul görevini sürdürmüşlerdir Zamanla özel sektörün gelişmesi, yurt dışına açılma eğilimlerinin artması ve değişen ekonomik koşullarda etkinlikleri azalarak, gelişen teknolojiye ve modern işletme anlayışına ayak uyduramaz hale gelmişlerdir
Türk denizcilik sektörü ve milli ekonomimiz açısından Kamu İktisadi Teşebbüslerinin çağdaş bir işletmecilik yapısına kavuşturulup geliştirilerek daha iyi hizmet vermeleri için 1996 yılında TDİ AŞ, T Gemi Sanayii AŞ ve DBDeniz Nakliyat TAŞ özelleştirme kapsamına alınmışlardır
Ulaştırma bir bütün olduğundan ülke hedefleri, gereksinimleri ve potansiyelleri ile örtüşecek biçimde ulaşım türlerinin birbirinin rakibi olmadan, birbirini besleyecek ve tamamlayacak şekilde bütünleşmesinin gereği açıktırDenizyolunun, demiryolu ve karayoluyla bütünleşmesi ile oluşan taşıma zinciriyle malların kısa sürede, ekonomik ve güvenli olarak taşınması sağlanmaktadır Birden fazla taşıma türünün entegrasyonuyla yapılan ve artan bir hızla yaygınlaşan kombine taşımacılıkta birim yük kavramı ile konteyner ve Ro-Ro taşımaları artmakta böylece eskiden limandan-limana olan taşımacılık anlayışı alıcıdan satıcıya direk teslim şekline dönüşmüştür